Avrupa peş peşe seyahat uyarıları yapıyor, uyarı alan ülkeler ne yapmalı?

Avrupa peş peşe seyahat uyarıları yapıyor, uyarı alan ülkeler ne yapmalı?
İngiliz sitesi Travelweekly’de, batılı ülkeler tarafından seyahat uyarısı yapılan destinasyonlara dair bir değerlendirme yazısı yer aldı. Yazıda, Tunus gibi çoktan seyahat uyarısı almış ya da sıkıntılı bölgelerde yer alan ve çeşitli uyarılarla karşılaşmaya devam eden ülkelerin, turizm açısından yapması gerekenler sıralandı.


TurizmGüncel

Brighter PR Yönetim Kurulu Başkanı  Steve Dunne tarafından kaleme alınan yazı şu şekilde:

"Eğer kaynak pazarınız, destinasyonunuzu tehlikeli bölge olarak nitelerse ne yaparsınız? Peki destinasyonunuz güvenliyse, ancak çevre ülkelerdeki karışıklıklar sizin ziyaretçi sayılarınızı da etkilemeye başladıysa?

HÜKÜMETLER, SEYAHAT UYARILARINI DAHA KOLAY VERECEK

Hükümetlerin, ‘su testisi su yolunda kırılır’ mantığı ile hareket etmeye başlayacağını ve en ufak risk barındıran destinasyonlara dair bu tür seyahat uyarılarının daha kolay verilmeye başlanacağını düşünüyorum.

Kuzay Afrika ve Orta Doğu, hatta Doğu Akdeniz’de yakın zamanda deniz aşırı ülkelerden gelen turist sayılarının, gerçek ya da yaratılmış tehlike algısı sebebiyle düştüğünü gözlemleyebiliriz.

Özellikle İngiliz turistlere bu destinasyonları pazarlamak oldukça zor bir hale gelmiş durumda. İngiliz turistler, artık terör tehlikesi karşısında eskiden olduklarından çok daha hassaslar.

Peki, İngiltere Dışişleri Bakanlığı, destinasyonunuzu ‘gidilmemesi gereken ülkeler’ arasına alırsa, ne yapacaksınız?

Eğer komşularınız karışıksa, bu sizin ülkenizdeki turizmin bitmesi anlamına mı geliyor?

Pazarlama açısından baktığımızda, bu sorunun yanıtının kocaman bir hayır olması gerekiyor.

EN BÜYÜK TEHLİKE MÜŞTERİ RADARINDAN ÇIKMAK

Bu tarz sıkıntılar yaşayan bir destinasyon için en büyük tehlike, müşterilerin radarından çıkmak olur. Çünkü, turizm alanında geri çekilmeniz, ülkeniz üzerindeki ‘tehlikeli’ imajı pekiştirmiş olur ve sektörde bıraktığınız boşluk, destinasyonunuza yakın özellikte ve dünyanın daha ‘sakin’ bölgelerinde yer alan destinasyonlar tarafından doldurulur.

Eğer ülkenize seyahat yasaklandıysa ya da gidilmemesi gerektiği yönünde uyarı yapıldıysa, kısa vadede yapılacak pek bir şey yok demektir. Ancak, bu durumda dahi koşulların değişmesini göze alarak hemen çalışmaya başlamak gerekir.

Güvenlik sorunları ve jeopolitik meseleler elbette hükümetler nezninde tartışılmalı, ancak turizm sektörü muhakkak tartışmaya katkı koymalı ve destinasyonu müşterilerin radarında tutmak için çalışmalı.

ULUSLARARASI SEKTÖRLE BAĞLARINIZI KOPARMAYIN

Bu durumda olan Tunus gibi ülkeler, çok incelikli bir çalışma yürütmeli ve bu çalışmanın en başında; tur operatörleri, hava yolları, otelciler ve seyahat acenteleri ile ilişkiyi sürdürmek yer almalı.

Seyehat acentesi eğitimleri, sosyal medya aktiviteleri, medya bilgilendirme toplantıları ve hatta taktiksel sansür uygulamaları, müşterilerin radarından destinasyonun düşmesini engelleyecek yöntemler olabilir.

Bu önlemler, destinasyona dönük yasak ya da uyarı kalktığında, ziyaretçi sayılarının hızla yükseltilebilmesi için oldukça önemli.

NİŞ TURİZM HER ZAMAN KURTARICIDIR

Zor durumda olan ülkeler için, niş turizm her zaman güçlü bir destekçidir. Sağlık, din, macera, spor ya da tarih turizmi gibi dallar, destinasyonda turizmi canlandırmak için öncü görevi üstlenebilir. Bu sebeple, bu alanlarda ne kadar hızlı çalışmaya başlanır ve iletişim kurulursa, turizm de o kadar hızlı toparlanır.

EĞER ÇEVRENİZ KÖTÜYSE...

Eğer destinasyonunuz, güvenli ancak çevre ülkeler çatışmalı ise,  İngiliz turistlere neden ülkenizi ziyaret etmeleri gerektiğini hatırlatmak çok daha önemli.

Şu 2 yoldan birini tercih edebilirsiniz:

Öncelikle, az önce saydığım niş pazarları oluşturun. Bu pazarların müşterileri, ‘tehlikeli’ bölgelere seyahat etmek konusunda ana akım turistlerden çok daha rahattırlar. Ana akım pazarlar yavaş hareket eder ve daha fiyat odaklıdırlar. Bu sebeple, niş pazarlar her tür zorluğa karşı daha dayanıklıdır.

İkinci olarak, ülkenize özel ilgi gösteren seyahat acenteleri, ürün yöneticileri, tüketici ya da ünlüler ile temasa geçin. Bu gruplarla tanıtım gezileri düzenleyin ve tekrar ziyaret etmek isteyerek ayrıldıklarından ve yanlarında daha önce ülkenizi hiç ziyaret etmemiş bir arkadaşlarını getireceklerinden emin olun.

21. yüzyılda en önemli şey güven. Ayrıca seyahat tavsiyelerinin tanıdık birinden gelmesi insanları harekete geçmeye daha kolay teşvik ediyor.

Tabi tüm bu saydıklarım, destinasyonunuza yatırım yapmak anlamına da geliyor. Eğer turizm, ülke ekonominizin yüzde 6 ve daha fazlasını oluşturuyorsa sektörün hayatta kalması için elinizden gelen her şeyi yapmanız oldukça mantıklı olacaktır.

Sonuç olarak, pek çok destinasyonun zorlu zamanlar geçirdiği günümüzde, bu durum turizm sektörünün dibe vurması anlamına gelmek zorunda değil. Bir jenerasyon önce seyahat etmeyi aklınızdan bile geçirmediğiniz, ancak şimdi dünyanın en büyük seyahat destinasyonlarından olan ülkeleri aklınızdan geçirsenize…

Şu an için yapılması gereken en önemli şey, destinasyonunuzu eskiden olduğundan çok daha incelikli belki de daha farklı bir şekilde tanıtmak ve pazarlamaya devam etmek.

Çünkü güzel günler tekrar geldiğinde, yolu açan yine turizm olacak."




Bu Haber 28.07.2015 - 16:06:46 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.