Adrasan ve Kumluca yangınları hakkında kapsamlı rapor: Ne öğrendik?

Adrasan ve Kumluca yangınları hakkında kapsamlı rapor: Ne öğrendik?
Türkiye Ormancılar Derneği (TOD), Kumluca-Adrasan orman yangınları konusunda kapsamlı bir rapor hazırladı. Yangınların, OGM’nin orman yangınları konusu konusunda ciddi yaklaşım, organizasyon, koordinasyon ve personel kullanımı eksiklikleri olduğunu ortaya koyduğunun belirtildiği raporda, ''Yangın ile ilgili gerçek durumun kamuoyundan gizlendiği ve söndürme maliyetlerinin kamuoyu ile paylaşılmadığı bir ortamda yangınlarla mücadelede başarılı olma imkanı bulunmamaktadır.'' denildi.


Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Batı Akdeniz Şubesi Başakanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Antalya eski Orman Bölge Müdürü Orman Yüksek Mühendisi Gürel Şirin, TOD Batı Akdeniz Şubesi Yönetim Kurulu Saymanı Orman Yüksek Mühendisi Necati Baş ve Emekli Orman Yüksek Mühendisi Halil Sarıbaşak, Türkiye Ormancılar Derneği adına 29 Haziran 2016 günü Kumluca ve Adrasan yangın alanlarında incelemelerde bulunarak bir rapor hazırladı.

TOD adına hazırlanan rapor şu şekilde:

İnceleme:

Öncelikli olarak Kumluca yangın alanı tüm yönleriyle yakından incelenmiş ve alan içinde toplam 30 km üzerinde yol kat edilmiştir. İnceleme sırasında yangına tanık olmuş (işletme çalışanları, köylüler), yangında görev almış (işçi, operatör, teknik eleman), yangından etkilenmiş (bahçe sahibi, sera sahibi, muhtar, köylü) farklı kişilerle görüşülmüş, bilgi ve görüşleri alınmıştır.

Yangının 24 Haziran 2016 Cuma günü cuma namazı sıralarında (12:35) Erentepe köyü yakınlarında çıktığı ve halkın cuma namazında olması nedeniyle yerel halkın yangına müdahalesinin olamadığı ve yangın ekiplerinin yaklaşık yarım saat içinde yangına müdahale ettikleri köylüler ve teknik elemanlar tarafından beyan edilmiştir.

Yangın sırasında yangın bölgesinin uzunca bir süreden beri (5 gün) yüksek sıcaklık (40 °C), düşük bağıl nem (%20) ve rüzgar (20km/saat) etkisi altında olduğu ve bu nedenlerle yangın riskinin yüksek olduğu anlaşılmıştır. Öğlenden sonra saat 14:00 civarında Orman Bölge Müdürü ve Orman Yangınlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü personeli yangın alanına ulaşarak yangına müdahale etmeye başlamışlardır.

Yangın, rüzgar (poyraz) hızının tahminen 8-10km/saat olduğu 15:00 civarında Erentepe yangın kulesi ile Erentepe mahallesinden Belen ve Toptaş mevkilerine doğru ilerlemekteydi. Bu sırada şiddeti düşük yangına karşı müdahale ekipleri yangın cephesine yakın bir noktada müdahale hattı oluşturmuşlardır. Bu durumun yerel koşulları tanımamaktan kaynaklandığı ve cumartesi sabahı saat 04:30 civarında poyrazın şiddetini (30-35 km/saat) artırmasıyla dozerle açılmış hattın aşılarak yangının kontrolsüz ilerlemesine yol açıldığı anlaşılmıştır.

Yangın amiri görevini üstlenen orman bölge müdürünün yangın alanına doğrudan girerek yönetmeye çalışması ve bu arada ciddi bir tehlike atlatması yangın yönetiminde ciddi aksamalara yol açmış gibi görünmektedir.

Yanan alanın büyük bir bölümünde (yaklaşık %75) kızılçam ağaçlarının ibrelerinin sadece kavrulmuş olması ve maki bitki örtüsünde ince dalların 1 mm çapa kadar olan kısımlarının tüketilmiş olması yangının orta şiddette bir yangın olduğuna işaret etmektedir. Şiddetli yangına maruz kalmış alanların toplam alnın %15’ini oluşturduğu tahmin edilmiştir.

Yangında;

Tahminen 1000-1200 hektar alan etkilenmiştir.

2 adet uçak (30 saat), 9 helikopter (135 saat), 90 arazöz, 15 dozer (biri yanmıştır), 5 greyder, 5 su ikmal aracı, 10 ilk müdahale ekibinin görev almış olduğu bilgisi edinilmiştir.

Kumluca yangın alanında 17 ev yanmış, yaklaşık 200 dekar sera ve 300 dekar bahçe (nar, zeytin, narenciye) zarar görmüş, 60 büyük ve küçük baş hayvan telef olmuştur. Yangın, sulamada kullanılan su havuzları, su pompaları ve sulama sistemlerini de tahrip etmiştir.

Adrasan yangın alanında yaklaşık 100 büyük ve küçük baş hayvan telef olmuştur.

'YANAN ALAN EN AZ 1000-1200 HEKTAR'

Bulgular:

•Yangın alanına yangının söndürülmesinden sonra gidilmiş (29 Haziran) olmasına karşın yangının çıkış nedeni konusunda yetkililer tarafından kesinleştirilmiş bir görüş henüz oluşmamıştı. Aynı durum yanan alan büyüklüğü için de söz konusudur. Yetkililer yanan alanın büyüklüğünü 350 hektar olarak tahmin etmişler ve zaman içinde bir değişime gitmemişlerdir. Oysa ekibimiz, çalışma başlangıcında hakim bir noktadan yanan alanı gözlemiş ve yanan alanın 350 hektarın çok üzerinde olduğu tahmininde bulunmuş, alan çalışması sonunda yanan alanın en az 1000-1200 hektar olduğu tahmininde bulunmuştur. Bu verilen resmi rakamın üç katından fazla bir rakamdır ve Ziraat Mühendisleri Odası yetkililerinin tahminlerine (900-1000 hektar) çok yakındır.

Her yangında yetkililerin yapması gereken ilk işlerden biri; konusunda uzman, deneyimli bir kadro aracılığıyla, başka hiçbir şeyle ilgilenmeden, yangının çıkış nedeni ve nesnel kanıtlarını araştırmaya çalışmak olmalıdır. Nedenleri iyi anlaşılmayan yangınlara karşı sağlıklı önlemler alınamaz. Bu orman yangınları ile mücadelede önemli eksiklerimizden biridir ve bu yangınlarda tartışmalara neden olmuştur.

'ÇIKIŞ NEDENİ GECİKİLMEDEN KAMUOYUYLA PAYLAŞILMALI'

Orman yangınlarıyla mücadele bir mühendislik alanıdır ve mühendisler ölçme ve tahminde yetkin olmak durumundadırlar. En az 1000 hektarlık bir yangını 350 hektar olarak tahmin edip kamuoyuna duyurmak mühendislik nosyonu ile açıklanamaz. Aradan geçen uzunca bir zamana karşın çok hatalı olduğu apaçık tahminin düzeltilmemiş olması devlet kurumu güvenirliliğine olduğu kadar mühendislik etiğine de aykırıdır. Bu yangın özelinde Orman ve Su İşleri Bakanı’na bürokratları tarafından yanlış bilgi verildiği algısı ortaya çıkmıştır. Orman Genel Müdürlüğü yangınlarla ilgili (çıkış nedeni, etki alanı, vb.) gerçek bilgileri, en azından spekülasyonları önlemek amacıyla, gecikmeden kamuoyu ile paylaşma geleneğini yaratmalıdır.

•Daha önce hazırlanan raporlarda önemi belirtilmiş olmasına karşın, orman içi ve bitişiğindeki yollar, orman yolları, yağın emniyet yol ve şeritleri yağın sırsında da kolaylıkla okunup tanınabilecek nitelikte tabelalarla tanımlanmamıştır. Maliyeti düşük ve uygulanması kolay bu önlem ulaşımı, koordinasyonu ve güvenliği (mal ve can) önemli ölçüde artırabilir ve yangın yönetimindeki pek çok aksaklığı ortadan kaldırabilir. Büyük bütçelerle su havuzları inşa eden, helikopter satın alan ya da kiralayan, simülasyon merkezleri kuran bir bakanlığın bu çok temel konuda bir yatırımda bulunmaması anlaşılabilir bir durum değildir. Gerek yerel halkın ve gerekse teknik elemanların ağız birliği ettiği organizasyon ve koordinasyon karmaşasının temel nedenlerinden biri bu basit tanımlama-tabelalamada aranmalıdır. Ekibimiz yangın sonrasında bile amaçladığı noktalara ulaşmada büyük sıkıntı çekmiştir. Çalışmalar sırasında bir dozerin yanmış olması da bu tanımlama-tabelalama ile ilgili olmalıdır.

'MÜDAHALE İYİ PLANLANMAMIŞ'

•Müdahalenin iyi planlanmadığı açıklıkla görülmüştür. Zor koşullarda çalışan yerel halk, işçi ve teknik elemanların su ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli aksamalar yaşanmış, oruçlu işçiler oruçlarını açamamışlardır. Başka işletmelerden gelen ekipler kiminle temasa geçeceklerini, ne yapacaklarını bilmeden beklemek zorunda kalmışlardır. Bazı ekiplerin hiçbir müdahalede bulunmadan geri döndükleri ifade edilmiştir. Panik havası içinde, gerçekçi tahminlerde bulunulamadığından gerekenin çok üzerinde ekip ve ekipman çağrılmış, bunlar zaten aksak olan koordinasyonu daha da karmaşık hale getirerek yangın söndürme çalışmalarını olumsuz yönde etkilemiştir. Başka işletmelerden gelen ekiplere yöreyi bilen deneyimli elaman desteği verilememesi koordinasyonu olduğu kadar etkinliği de olumsuz yönde etkilemiştir. Yerel halk talimat almadığını söyleyerek yanan evine bile müdahale etmeyen arazöz operatörlerinden şikayetçi olmuşlardır.
Yangın öncesinde, yangının çıkış nedenini araştıracak ekip, ekiplerin yer ve görev tanımlarını yapıp takip edecek ekip, yardıma gelen ekipleri karşılayacak ve yönlendirecek ekip, yangın işçilerinin çalışmalarını düzenleyecek ve takip edecek ekip, yeme-içme temini ve dağıtımı ile ilgili ekip, ilk yardım ekibi gibi gerek duyulan eğitimli ve deneyimli ekiplerin oluşturulması, ve koordinasyonu önceden planlanmış olmalı ve gerektiğinde hemen devreye sokulabilmelidir. Alan çalışmamızda bu tür bir planlamanın izlerine rastlayamadık. Yaşanan olumsuzlukların kökeninde bu tür plansızlıkların olduğu anlaşılmıştır.

'YANGININ ENERJİ HATTINDAN ÇIKMIŞ OLMASI KUVVETLE MUHTEMEL'

•Kumluca yangınının Erentepe yakınında enerji hattının (230 kw) kısa devre yapmasından çıkmış olması kuvvetle muhtemeldir. Yerleşim yerleri ve tarım alanlarına enerji ahşap direkler aracılığı ile dağıtılmaktadır ve alan çalışmamız sırasında pek çok direğin yanarak devrildiğini ve enerji kablolarının yerde süründüğünü gözlemledik. Yangının çıkmış olduğu ileri sürülen noktadaki direk ve teller muhtarlık koruması altında idi ancak bu noktada pek çok ziyaretçi ile karşılaştığımızı da belirtmeliyiz. Oysa bu noktanın orman idaresi tarafından da korumaya alınması ve yetkiler gelinceye kadar delillerin korunması sağlanmalıydı. Yapılan incelemede yerdeki kabloda kısa devre (ark) izleri görülmüştür. Tabanın meyilli ve kolay ateş alabilen kuru otlarla kaplı oluşu yangının bu noktada başlamış olabileceğini düşündürmektedir. Köylüler bu noktada bir kaç kez daha yangın çıktığını, 2013 senesinde TEDAŞ’a dilekçe vererek direk ve hatların elden geçirilmesini talep ettiklerini de dile getirmişlerdir. Köylüler sıcakta uzayarak ve rüzgarda birbirine çarpan telleri sabitlemeye (tellere taş asarak, aralarına gergi koyarak, vb.) çalıştıklarını beyan etmişlerdir. Bu konunun orman işletme şefliğince de takip edilmiş olması ve gerekli önlemlerin bir an önce alınmasını sağlamaya yönelik çalışmalarda bulunması gerekirdi.

Yanma riski yüksek orman içinde enerji hatlarının kolay yanabilen ağaç direkler kullanılarak sağlanmaya çalışılması da mühendislik (elektrik, orman) nosyonuyla açıklanabilecek bir durum değildir. Yangına neden olma olasılığına ek olarak, bu nedenle enerjinin kesilmesi pek çok diğer sorunların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu konu üzerinde de hassasiyetle durulmalıdır.

•Erentepe civarındaki bazı sera ve tarım alanları yangından fazla etkilenmeden korunabilmişlerdir. Bunun temel nedeni bu tarım alanlarının sulanıyor olması ve sahipleri tarafından korunmalarıyla ilgili olmalıdır.

'BÖLGEDEKİ TESİSLER YANGIN RİSKİNİ ARTIRIYOR'

Orman içi ve bitişiğine inşa edilen turistik tesis, fabrika, HES, taş ve maden ocağı, çöplük, ikinci konut, sera, tarım alanı vb. sayısı gittikçe artmakta ve bu orman yangınlarında yeni sorunlara neden olmaktadır. Bu alanlar ya da yapılar (orman/tarım alanı, orman/yerleşim yeri, orman/tesis, vb. arakesitleri) bu yangınlarda görüldüğü gibi, orman yangınlarına maruz kalabilmekte (24 ev yandı, turistik tesisler boşaltıldı, vb.) ya da buradan çıkan yangınlar ormana sıçraya bilmektedir. Bu orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarını önemli ölçüde karmaşıklaştırmakta, öncelikleri değiştirmekte, yeni deneyim ve stratejileri zorunlu kılmaktadır. Orman içi ve bitişiğindeki tüm tesisler ve alanlar ile orman arasında güvenli zonlar tesisi ve yangına dayanıklı ya da dirençli tasarım ve malzeme kullanılmasını, ilgililerin eğitilmesi ve denetlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu acilen ele alınması ve çözüme bağlanması gereken bir konudur.

Yanan evler ve çevrelerinde hiçbir önlem alınmadığı hatta bu konuların ilgi taraflarca üzerinde hiç durulmadığı anlaşılmıştır. Adrasan yangının ev çevresinde depolanan kuru ve yanıcı bitkisel atıklardan kaynaklanmış olması çarpıcı bir örnektir. Yine bu yangında turistik işletmelerin boşaltılması bu gereklilik ve acil durumun altını çizmektedir.

•Kumluca ve Adrasan yangınlarının bir kez daha kanıtladığı gibi, orman yangınlarıyla mücadele yüksek derecede yerel bilgi ve deneyimi gerekli kılmaktadır. Bu yerel halkı tanımak ve iyi ilişkiler kurmaktan, yerel rüzgarları bilmeye, alan ve orman koşullarına hakim olmaktan yüksek bir koordinasyon becerisine sahip olmaya kadar uzanan kapsamlı ve bilinmeyeni, öngörülmesi güç noktaları bol bir alandır. Bu nedenle yangın alanlarındaki personelin uzun yıllar aynı bölgede istihdamı kilit öneme sahip bir konudur. Kumluca ve Adrasan yangınlarında da görüldüğü gibi, alanı ve yangını bilmeyen, deneyimsiz personel (teknik, hizmet, vb.) yangınla mücadele çalışmalarının öncesi ve sonrasında etkili olamamakta hatta yangın zararlarının büyümesine yol açmaktadır. Bu personelin politika üstü olması ve atamalarda yetkinliğe özen gösterilmesi gerekmektedir.

•Orman yangını risk ve tehlikesinin düşürülmesinde ve yangınla mücadele çalışmalarında denetimli yakma ve karşı ateş tekniklerinin kullanılması Orman Genel Müdürlüğü envanterlerine girmeli ve gerekli eğitim ve uygulama çalışmalarına gecikilmeden başlanmalıdır. Adrasan yangınında karşı ateş tekniğinin başarıyla kullanılmış olduğunun kamuoyuna duyurulması önemli bir açılım olarak değerlendirilmiştir. Denetimli yakma tekniği ile orman içinde biriken ve yangın riskini artıran ince yanıcıların uygun mevsim ve koşullarda yakılarak bertaraf edilmesinin yangın riskini yaklaşık olarak %80 oranında azalttığı bilimsel çalışma ve uygulamalarla ortaya koyulmuştur. Bilinçli kullanıldığında karşı ateşin uçak, helikopter ve dozerden çok daha etkin, hızlı ve ucuz bir teknik olduğu deneylerle kanıtlanmıştır. Adrasan uygulaması iyi bir örnek oluşturmuştur.

•Kumluca yangın alanında YARDOP olarak bilinen yangın önleyici çalışmaların bu haliyle etkin olmadığı anlaşılmıştır. Aslında, bilimsel yayınlarda tanımlanmış bu tür çalışmaların öncelikli olarak orman/tarım alanı, orman/tesis alanı, orman/yerleşim yeri arakesitlerinden başlayarak gerçekleştirilmesi gerekir. OGM YARDOP uygulamalarını yeniden gözden geçirmeli ve gerekli değişimleri yapmalıdır. Kumluca bu konuda kötü bir örnek oluşturmaktadır.

'YANGIN SÖNDÜRME MALİYETİ GEREĞİNDEN YÜKSEK'

•Yanan alan büyüklüğünü 1000 hektar kabul ederek yapılan kaba bir hesaplama ile yangın söndürme maliyeti 3.700 tl/ha olarak tahmin edilmiştir. Bu çok yüksek bir maliyettir ve organizasyon, koordinasyon konusunun önemini ortaya koyar. Bir karşılaştırma olarak, 1988 yılı Yellowstone Milli Parkı yangınında (yaklaşık 320.000 ha) yangın söndürme maliyetinin, 2016 fiyatlarıyla, yaklaşık 1.800 (600 USD) TL/ha civarında olduğunu belirtmek gerekir. Görüldüğü gibi yangın söndürme maliyetimiz ABD’dekinin iki mislinden daha yüksek bir maliyettir.

Adrasan yangını soğutma çalışmaları sırasında yol kenarında arazözler park halinde beklerken, yeniden yangına neden olma olasılığı hiç olmayan tüten noktalara, 29 Haziran 2016 saat 17:00 dolaylarında, helikopterlerle denizden alınan suyun atılmakta olduğu gözlenmiştir. Helikopterlerin 1 saatlik uçuş maliyeti 15.000 tl. (5.000 USD) civarındadır.

Yangın sayısı ve yanan alan miktarını ölçü alarak Avrupa ve hatta dünyanın en başarılı ülkesi olduğumuzu iddia eden OGM’nin, yangın söndürme maliyetlerini de kamuoyu ile paylaşması ve dünya ülkeleri ile karşılaştırması zamanı gelmiştir.

'HER YANGIN DOĞRULAR VE YANLIŞLARDAN DERS ÇIKARMA LABORATUVARIDIR AMA...'

•Daha önceki yangınlarda olduğu gibi bu yangından da gerekli derslerin çıkarılamayacağı ve gerçekçi raporlara bağlanamayacağı kanısını taşımaktayız. Oysa her yangın doğrular ve yanlışlardan ders çıkarılarak bilgi ve deneyim artırmanın laboratuvarıdır. Gelecek yangınlarda daha başarılı olmanın en kestirme ve en akılcı yolu budur. 1994 yılı Gelibolu Yarımadası yangını sonrasında hazırlanıp Orman Mühendisleri odası tarafından hazırlanan Gelibolu Yarımadası raporundan ve ülkemizin yaşadığı büyük yangınların tamamının incelenmesi sonucu yine Orman Mühendisleri Odası tarafından yayınlanan “Yangına Dirençli Orman Kurma İlkeleri” (1996) adlı çalışmadan hiç ders çıkarılmadığı açıklıkla gözlenmiştir.

Sonuç:

Yaşanan Kumluca ve Adrasan yangınları OGM’nin orman yangınları konusu konusunda ciddi yaklaşım, organizasyon, koordinasyon ve personel kullanımı eksiklikleri olduğunu ortaya koymaktadır. Yangın ile ilgili gerçek durumun kamuoyundan gizlendiği ve söndürme maliyetlerinin kamu oyu ile paylaşılmadığı bir ortamda yangınlarla mücadelede başarılı olma imkanı bulunmamaktadır.


Bu Haber 06.07.2016 - 10:03:13 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.